Hits: 81
Dorşîn Koçerin Avesta
Özgürlüğe gebe bu çağda sizi görme hasretiyle büyüdük. Kendi gerçeğimin, kimliğimin, yaşamımın farkında değildim belki ama milyonların yüreğinde yer edinen, insanların etrafında ateşten çember olduğu bir Önderimizin olduğunun farkındaydım ve bu gerçeğe bağlanmıştım. Okul okurken bize tarihte çıkış yapan bir çok peygamberden bahsediliyordu. Ve tabi son bir peygamberin geleceğinden bunun mehdi olacağını ve dünyayı, tüm insanlığı kötülüklerden kurtaracağı söyleniyordu. Her ne kadar o zamanlar mücadele içerisinde olmasam da sizin çıkışınız bende sizin gelecek olan kurtarıcı peygamber olduğunuz düşüncesini oluşturmuş ve ben sizin beklenen kurtarıcı peygamber olduğunuzu dillendiriyordum. Çünkü yarattığınız ideoloji, yaşam felsefesi ve gerçeği, sesinizin tüm dünyaya yankısı ve insanların kendini sizde bulduğu gerçeği bende bunu somutlaştırıyordu. Çünkü siz külleri savrulmakta olan bir halkı küllerinden yeniden yarattınız varlık sahibi kıldınız, yaşam verdiniz. Karanlığa atılan bin yıllık tarihe güneş olup aydınlattınız ve tarihi karanlıktan yeniden doğurttunuz. Ve sizinle uyandı insanlık bin yıllık uykusundan tabi sadece Kürt halkı değil, tüm dünya halkları kendi ifadesini sizde bulabildi ve şuanda olduğu gibi tüm dünya halklarında bir uyanma yarattınız, ezilen halkların sesi ve ifadesi oldunuz. Bu gerçek sizi yeni çağın yaratıcısı ve evrensel bir önder haline getirdi. Ve tabi tüm bunlar sizin yarattığınız yaşam felsefesi ve emeğin sonucudur. Ve şu gerçeği daha iyi anladım ki bildiğim peygamberlerden çok daha farklıydı yaşamınız. Evet peygamberseldi çıkışınız ama siz peygamberliği de aştınız.
Çağın yaratıcısı Başkanım;
Yarattığınız bu yaşama aşık, felsefenizde yanmak isteyen ve bu felsefeyle arınıp, kendini küllerinden yeniden yaratmak isteyen genç bir kadın olarak açtığınız hakikat yolunun daha başındayım. Ancak bu yolda ve bu yaşamda kadın gerçeğine, hakikate ve yarattığınız aşka, özgürlüğe ve özgür ülkeye kavuşabilir ve sizinle buluşmayı gerçekleştirebilirim. Bende bir kadın gerilla olarak kadının gerçek anlamını yaratan, ana tanrıçaların kutsal mekanı ve özgürlüğün mabedi dağlarımızdan size yazarken içinizdeki dağ aşkına daha çok anlam veriyor ve hasretin, özlemin acısını daha çok hissediyor ve yaşıyorum. Ve şimdi, sizin için bu dağlarda neden bir yerin açılmasını istediğinizi daha iyi anlıyorum. Başkanım “beni seven kadınlar yönünü dağlara versin” demiştiniz. Şimdi dağlar bir kadın mekanı ve şimdi dağlar size, özgürlüğünüze hasret. Çünkü bu mekanlar, bu dağlar en çok size yakışır ve sizin gülüşünüzle, attınız her adımla güzelleşir daha anlamlı olur. İşte nasıl ki sizin emeğinizle bu dağlar özgürlük mekanı haline gelmişse, nasıl ki özgür kadınların mabedi olmuşsa bu dağlar şimdi biz Apocu militan kadınlar olarak en çok size yakışan bu dağlara ulaşmanız için mücadele etmekteyiz ve size hasret bu dağlara ulaşacağınız günün müjdeleyicisi olamaya söz verdik. Belki de bu biz kadınların en büyük özeleştirisi ve özgürlük borcu olacaktır. Bu yüzden her anımı sizin yaşam ve felsefenizle doldurmaya ve yarattığınız tüm bu emeklere layık olmaya çalışıyorum. Her ne kadar sistemin yarattığı yaşamın kirliliğinden tamamen arınmamışsam da sizin ideoloji, yaşam ve felsefenizle her an kendimi yıkama ve arınma mücadelesindeyim. Zilanların, Semaların bedenindeki ateşle sizin aşkınızda yanmak istiyorum. Çünkü sizin aşkınızda, kadın yoldaşlığınızda kendimi yaratırken kendi gerçeğimin farkına daha çok varıyor ve kadının özgürleşme sancılarını daha çok yaşıyor ve hissediyorum. Bu sancıları yaşarken aynı anda beynimdeki ve yüreğimdeki prangaların çatlamaya başladığını kırıldığını hissedebiliyorum. İşte o anlarda kendimi size daha yakın hissediyor ve sizi her geçen gün daha fazla hissetmenin heyecanı ve coşkusunu yaşıyorum. Biliyorum ki sizi hissedebilmem için anlamam ve yaşamam lazım. Bu yüzden sizi daha fazla okuma ve anlama mücadelesindeyim.
Başkanım;
Her an sizin bu kutsal dağlara geldiğiniz günün hayalini yaşıyorum. Bunu başarmak için bir hayalden ibaret bırakmamak için daha fazla mücadele veriyoruz. Ve örgüt olarak, halk olarak hatta tüm dünya insanları olarak gelinen aşama fiziki özgürlüğünüze çok kısa bir zamanın kaldığını gösteriyor. Bende o günü görmek için büyük bedeller vermeye söz veren bir militanınız olarak sizi görmeyi, size dokunmayı, sarılmayı çok istiyorum. Hatta bir selam vermek, uzaktan bile görmek hatta çıktığınızı bile duymak içimdeki hasrete cevap olacaktır. Bunun için Tanrıçam Zilan’ın dediği gibi “canımdan daha büyük bir şey olsa” onu da vermeye hazırım.
Başkanım;
Ne bu mektup ve ne de hiçbir şey size olan sevgimi, hasret ve özlemimi dile getiremez. Ama bu mektup yoluyla da olsa size olan sevgimi, saygımı, hasret ve özlemlerimi size iletmek istedim. Sizi göreceğim günün umudu ve özlemiyle…