Hits: 68
Gerilla Önemini Koruyacak Rolünü Daha Büyümüş Olarak Oynayacaktır
Bu zeminlerde savaş yürüten kuvvetlerden bir tanesinin kır gerillası olacağı kesindir. Bu gerilla varlığını, önemini azaltmayacaktır. Tam tersine önemini, varlığını koruyacak, rolünü daha büyümüş olarak oynayacaktır. Bunun için de zayıflatılması, azaltılması değil, aksine güçlendirilmesi, büyütülmesi gerekmektedir. Bu yönlü herhangi bir yanlış anlayış içine girmemek gerekiyor. İkincisi, savaşı yürütecek yeni bir gerilla türü geliştirmemiz gerekmektedir. Buna öz savunma da dedik. Fakat çok sahip çıkılmadı, çok benimsenen veya sahiplenilen bir durum olamadı. Halihazırda yavaş yavaş gelişmektedir. En ciddi eksikliğimiz zaten burada yaşanıyor. Bunu geliştirmemiz gerekmektedir. Dağa, kıra göre eğitilmiş, örgütlendirilmiş, tecrübe edinmiş savaşçıyla şehirde savaş yürütülmez. Çünkü o dağ savaşçısıdır. Şehrin koşullarına göre insan seçmek, ona göre eğitmek, ona göre örgütlemek, ona göre savaş tarzı geliştirmek ve savaştırmak lazım. Bu apayrı bir savaş alanıdır. Bu alanın özelliklerine göre gerilla örgütlememiz, şehir gerillacılığı yapmamız gerekmektedir. Bir, kır gerillacılığı, iki, şehir gerillacılığı diyebiliriz. Temel bir savaş gücünün şehir gerillacılığı olması gerekmektedir.
Üçüncüsü de, serhildandır. Gençlik ve kadın örgütlülüğüne dayalı, legal imkanları da kullanan, fakat onunla kendini tam bağlamayan, meşruiyeti kendine hep esas alan, meşru savunma kapsamında hareket eden bir serhildan hareketi de devam etmelidir. Bu son dönemlerde daha çok gelişti. Önemli bir tecrübe birikimi ve belli bir örgütlülüğümüz de vardır. Bunun da üçüncü bir kuvvet olarak devam etmesi gerekiyor. Bu serhildanın bir ucu kitle eylemliliğidir. Dolayısıyla legal alan var olduğu müddetçe demokratik siyaset yürütmelidir. Bir ucu da sivil itaatsizlik denen, yasalara uymayan ama ateşli silah kullanmayan, meşru örgütlenmelere dayanan, gençlik, kadın örgütlülüğünü öngören bir eylemlilik düzeyi, serhildanıdır. Bütün bunları içine alacak bir eylem alanı olarak öngörmemiz gerekmektedir. Böyle bir mücadele sürdürülebilir. Çünkü yirmi bir yıllık bir geçmişi var ve bir sistem haline de geldi. Şehirde, dağda gerilla mücadelesi var. Böyle bir mücadelenin, serhildanın düşman katliamlarına yol açmasına izin verilmemelidir. Bu konuda sınır koymamız gerekiyor. Şehirde savaş yaparken de, savaşı gerillaya dayalı ayrı yapmak, serhildanı ayrı örgütleyebilmek gerekmektedir. Öyle olursa riskler vardır, ama bir duyarlılık da oluşmuştur. Yirmi bir yıldır bir tecrübe de oluşmuştur. Bu tecrübe yeni ortaya çıkmıyor. Dolayısıyla kolay kolay öyle saldırılara hedef olmaz. Saldırı yapanlar teşhir olup zorlanırlar. O hareket kendini savunabilir; polis karşısında ateşli silaha dayanmayan öz savunmayla, örgütlülükle, ona uygun araçlarla kendini savunabilir. Yine legal eylemlilikleri, kitle eylemlilikleri üst düzeyde geliştirilebilir.
Mevcut durumda Devrimci Halk Savaşı’nın özellikleri olarak: Bir, kıra ve şehre dayalı ortak, dengeli bir savaş olmak durumundadır. İki, bu savaşın güçleri olarak kır gerillası, şehir gerillası ile serhildanı öngörmeliyiz. Bu savaşın yürütüleceği üç temel ayak ve güç bunlardır. Diğer bütün boyutlarda da mücadele sürecektir. Bunları geliştirebiliriz. Şehir gerillacılığı ve serhildan şehirde oluyor. Diğeri ise kır gerillacılığıdır, dağa dayanıyor. Aslında bir güvence oluyor. Kır gerillacılığı şehirde eğitimin, örgütlenmenin, böyle bir mücadele yürütmenin bir dayanağı olarak rol oynuyor. Kır olmadan, şehirde bunların hiçbiri zaten olamaz. Ancak kırda gerilla varlığına dayanırsa, şehirde gerillacılık ve serhildan yapabiliriz. Geçmiş tarih bunu gösterdi.
Eğer PKK ilk çıktığında Kürdistan’da bir ayaklanma yapabilme imkanı olsaydı gerillaya geçmeye hiç gerek olmazdı. PKK bunu 1979 ve 80’li yıllarda yapabilirdi. Dağa dayanmadan şehirde gerillacılık olsaydı, ki PKK şiddet kullanmaya şehirde başlamıştı- onu elbette yapardık. Ama Kürdistan koşullarında o yöntem sürdürülemedi. Dağa dayanmak zorunda kaldık. Şimdi bu duruma kadar geldi. Bütün bunları tarihsel olarak yaşadık. Ama dağdaki gerillayla da bir direniş yürüttük, bugüne kadar geldik ama istediğimiz sonuca ulaşamadık. Hedeflerimizi tam elde edemedik. Bunu elde edebilmek için dağdaki gerillayı, kır gerillasını şehir gerillası ve serhildanla tamamlamak istiyoruz. Şehir gerillası da, söz konusu serhildan da, Kürdistan koşullarına özgü mücadele biçimleridir. İkisi de şimdiye kadar açığa çıkmıştır. Başka yerlerdeki şehir gerillacılığına benzememektedir. Yine serhildan da, başka yerlerdeki serhildanlara benzemiyor. Tamamen bizim koşullarımızda ortaya çıkan mücadele biçimleridir. Bu üç mücadele biçimini iki zeminde etkili bir biçimde uygulayabilirsek, öngördüğümüz amaçları başarabiliriz. Bunu başarma koşulları, imkanları fazlasıyla vardır. Bu yapılamazsa dağ, kırsal alandaki durum tercih edilebilirdi. Aslında o rolünü geçmişten şimdiye kadar oynadı. Daha fazlası, çaresizlik içinde uzatmak oluyor ve onu tercih etmemek lazım. Sovyetik ayaklanmayla da yapamayız. O halde Devrimci Halk Savaşı’nın zemini, temel güçleri ve eylem biçimleri böyle olmak durumundadır. Buna göre biz bu savaşı örgütleyip yürütmeliyiz.